1929 yılında Atatürk’ ü ziyaret eden bir Hint Mihracesi, Atatürk’e ipek bir duvar halısı hediye etmişti. Bu halı üzerinde bir saat motifi vardı ve saat 09.07′ yi gösteriyordu. Bilindiği üzere Atatürk’ ün ölüm saati 09.05′ tir. Ancak beyin, kalpten sonra iki dakika daha yaşamaktadır. Buna göre, ölümünden 9 yıl önce kendisine hediye edilen bir halı üzerinde Atatürk’ ün ölüm ayı, yılı ve ölüm saatini gösterir bir motifin bulunması, bütün Dünyanın birden ilgisini çekmişti.
Hindistan Mihracesi Atatürk’e sunulmak üzere kahinine hediye edilmek üzere bir halı hazırlamasını söyler, halı dokunduktan sonra Türkiye’ye gelir Atatürk’le görüşmek ve hediyeyi sunmak için Cumhurbaşkanlığından randevu ister, randevu isteği kabul edilen mihrace, görüşmeden sonra Atatürk’e Hint işi ipek bir seccade hediye eder. Bu armağan, Atatürk’ün İstanbul’a geldiğinde sıklıkla ikamet ettiği Pera Palas’taki 101 numaralı odaya gönderilir. 1938 yılına kadar sıradan bir ipek seccade olan ve odada duran mihracenin armağanı, Atatürk’ün vefatından sonra gizemli bir hal alır. Araştırmacılar seccadenin üzerinde çok ilginç motifler olduğunu fark ederler.
Mihrace’nin kim olduğu ve Atatürk’ü hangi amaçla ziyarete geldiği bilinmiyor… Bilinmeyen bir başka nokta da, Mihrace’nin ziyaretinde içinden çıkılamayan çok ilginç bir başka nokta daha vardır…
Halıdaki sır
Araştırmacılar bu armağanın üzerinde çok ilginç motifler olduğunu fark ederler. Halının üzerinde on lambalı bir şamdan görülüyordu, bu ayın onunu işaret ediyordu, üst tarafta kasımpatı çiçekleri vardı Kasım ayını anlatıyordu asılı halının etrafında otuz sekiz adet fil motifi vardı bu 38 yılını anlatıyordu, en ilginci ise, Romen rakamlı bir saatti saat dokuzu yedi geçeyi gösteriyordu. Bu Atatürkün beyin ölümünün gerçekleştiği saatti.
Atatürk bu halının hediye edildiği tarihten dokuz yıl sonra vefat etmişti.
Halı bir cam çerçevenin içinde sergilenmekte olup esrarı halen çözülebilmiş değildir.
Halı hakkında bugüne kadar başka bir bilgiye rastlanmadı, kim dokudu neden dokudu, dokuyanın halının üzerine işlediği desenler bilinçli mi yapılmıştı yoksa bir tesadüf müydü hiçbir zaman bilinemedi ve Atatürk’ün hayatından diğer bilinmezler gibi tarihe mal oldu.